Mevzuatımıza göre miras açılınca, tereke yasa gereği külli olarak (bütün halinde) mirasçılara geçer. Külli olmasının bir sonucu olarak haklar geçtiği gibi borçlarda geçmektedir. Türk Medeni Kanunu madde 606’da yer alan düzenlemeye göre “Miras, üç ay içinde reddolunabilir.” hükmü doğrultusunda miras reddedilmemişse kabul ettiği sonucu çıkmaktadır. Bu anlamda, mirasçıların mirası kazanmaları için mirası kabul ettiklerine dair bir beyanda bulunmalarına ihtiyaç olmadığı gibi, mirasçı olduklarını bilmeleri de şart değildir. Bunun sonucu olarak, mirasçı terekeyi kendi malvarlığının üzerine almaya kendi iradesi dışında zorunlu kalır. Külli halefiyet prensibinin sakıncalı sonuçlarının engellenebilmesi için kanun koyucu ret kurumunu da düzenlemiştir. Yasa koyucu mirasçıya, kendisine kalan mirası red etme imkanını bir hak olarak tanımıştır. Ancak mirasçılıkla ilgili işlemler sadece bununla sınırlı kalmamaktadır. Mirasçılıkla ilgili davalar ve işlemler aşağıdaki gibidir:
Miras hukuku ile ilgili konularda, büromuz avukatlarından dava ve danışmanlık hizmeti almanızı tavsiye ederiz.